asıl adı norma jean baker olan,son dönemlerinde alkol+uyuşturucu yüzünden kendini harap eden, aslında hep sevgi bekleyen ve bütün evliliklerini de bu yüzden yapmış olan, 6 parmaklı olduğu iddia edilen, bir idol.
ayrıca kötü durumdaki bir fotoğrafı http://www.celebrity-morgue.com/marilyn-monroe/ adresinden görülebilir.
bir de "dogs don't bite. just humans" diye bir sözü vardır ki kendisi hakkında herşeyi açıklar.
20. yüzyıl efsanesi sarışın kadın.
yaşlanmadan ölebildiği için hala dünyanın en güzel kadınlarındandır.
ayrıca 'gentlemen prefer blondes' adlı filmindeki rolü kendisini sembolize eder.
erkeklerle para, ün, şan şu bu için yattıktan sonra yıkanırken kendinden iğrendiğinden derisini yolacak gibi yıkandığı anlatılan kişi. kendisi için üzülmediğim değil, ama tercihler dünyası tabii.
vampircik'teki adım. kadın gibi kadın. kimseler bilmez ama, kendisine ait bir video kaset geçtiğimiz senelerde yanlız başına odasında ölü bulunan yaşlı bir adamın bavulundan çıkmıştır. video kasetin bir örneği daha yoktur. kasette ise şu vardır: bir süpermarkette asistanıyla birlikte alışveriş yapan marilyn, kameraya bakar, gülümser, gülümser ve dudaklarından sürekli öpücükler yollarken gözlerini de kısar, göz kırpar. bu kasedi çekense babasıyla alışverişe gelmiş bir başka çocuktur. bu çocuk, odasında yalnız başına ölen sıradan bir adam olmuşsa da, kasede milyon dolar fiyat biçilebilecekken kasedi satmadığı, kendine sakladığı ortaya çıkmıştır.
1 haziran 1926 los angeles doğumlu, popülerliğinden hiçbir şey kaybetmeyen güzel kadın. bir röportajında şöyle bir şey söylemiş: hollywood! bedenime onbin dolar verir , ruhuma elli cent veremez ! cinsel bir tema gibi sunulsa da ifadesinin başka şeyler anlatmaya çalıştığını düşünürüm marilyn'in... aniden kadın olmuş bir çocuktur, o hülyalı bakışlarında hep öyle bir acı , bir haşarılık ve bilinmezlik görürüm. daima çok efkarlıdır ... mutsuz kadınların efkarı vardır ifadelerinde ... bana acıyın , beni sevin dermiş gibi bir anlam...
kennedy ailesi'ne tehlikeli bir şekilde yakınlaşması sonucu hayatını kaybettiğini öne sürenler çoğunluktadır.
yani marilyn monroe'nun derin devlet kurbanı olduğunu iddia eden belgeseller yapılmıştır.
eee n'apıcaksın işte; etme bulma dünyası(jfk'yı da derin devlet öldürdü ya)*.
marilyn monroe, yaşam ve ölümün en bariz ibret vesikasıdır. resimlerine bakanlar, hayran olurlar, aşık olurlar, kıskanırlar, nefret ederler, severler ama asla kayıtsız kalamazlar. kusursuz bir güzelliğe sahiptir monroe. bu güzellik ve şöhret, kendisi için hayatı çekilmez hale getirmiş ise de, insanlar ölümünün ardından 45 yıl geçmiş olmasına rağmen bile onu konuşmaktadır. milyonlarca insan için idol olmuştur marilyn monroe. peki ya öldükten sonra ne olmuştur?.. o güzellik, şöhret vesaire vesaire.. ben söyleyeyim, bulunduğumuz galaksi kadar büyük bir hiç. Ötesi değil.
yapı kredi yayınlarından "marilyn'i kurtarmak" isimli bir kitap çıktı. pek sevgili marilynciiimle ilgili bilmediğim çok şey öğrendim. bir kere daha intiharına -ya da öldürülmesine- giden yolun onun için ne kadar kaçınılmaz olduğunu gördüm... annesinin öldüğünü söylese de aslında delirip bir akıl hastanesine yatırıldığını, yıllar önce 17 yaşındayken onu son gördüğünde annesinin "seninle yaşamayı ne çok isterdim norma" deyişini ve bunu ancak 35 yaşında gözyaşlarıyla kendine itiraf edebildiğini, sanat dünyası ve piskanalistler tarafından nasıl sömürüldüğünü, yönetmenler ve özellikle fox stüdyolarının onu nasıl metalaştırdığını, bu kalıpların içinden kurtulmak için ne çok çırpındığını... roman bir tür kurmaca fakat gerçek belgelere dayanıyor. o dönemin yıldız oyuncuları, şarkıcıları, yönetmenleri ve psikanalistleri kitabın diğer karakterleri. ölümüne aylar kala hayatına giren kennedylerin üstündeki etkisi de var tabii. sadece sevilmek ve kabul olunmak isteyen, ama bunu soyunmadan da makyajsız da, saçını oksijenle açtırmadan da isteyen zavallı bir kadın-çocuk o... ilaç almadan, iğne yapılmadan ya da sarhoş olmadan da uyumak isteyen biri. insanların ona karşı olan zalimliklerini düşüne düşüne, geçmişin korkunç izlerini silmeye çalışmaktan yorulup, yorgunluğundan ölmüş biri. ya da öldürülürken buna direnememiş bir kadın marilyn monroe.
şimdilerde 'vintage' kızları*nın arasında pek moda olan ikon.
*vikipedia bilgisiyle gezen,bir oğlana saplanıp onun yüzünden "derinleşen",depresyona giren,garip(boyatırlarsa renk genelde sarıdır) saçlı,kendince "underground" takılan kızlara kendimce verdiğim isim.ha bir de bunların asıl olayı tarzdır,görünüştür ve oynadıkları "küçük hanımefendi" ve "marla singer" arası rolleridir.
Cemal Süreya'nın hakkında," Ölümü, siyah bir kakül gibi alnına düşürmesini bildi" dizesini yazdığı kadın.
Cemal Süreya'nın Göçebe adlı şiirinden;
"Yanımdaki hep bir gazetede Marily Monroe'nun
resimlerine bakıyor
Marilyn Monroe öldü diyorum ona
Ölümü siyah bir kakül gibi alnına düşürmesini bildi
Şimdiyse Cennette Nietzsche'nin metresi olması gerekir."
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.